geçtiğimiz gün itibariyle babala tv bünyesinde ilk videosunu yayınlamıştır. -
link
maşallah..
ahmet taner kışlalı hocadan
cem uzan'a varana kadar geniş bir yelpazede yeni kanalına merhaba demiş. kendini tanıtırken yaşadığı süreçleri anlatması, anlatmak istediği konuları parantezler açarak dallandırıp budaklandırması ve satır aralarında başka başka şeylere de parmak basması.. tüm bunları yaparken de samimi, edepli ve bir o kadar da sıcakkanlı olması takdire şayan.
aslında saydığım bu konuların bazılarında bence baya baya benzerlik gösteriyoruz. belki de kendisine sempati duymamın nedenlerinden biri de budur?
çoğu zaman hız sınırını koruyarak yol alması da cabası. istese 5. viteste giderken bile türlü türlü makas atabilir. lakin amacı ne kadar iyi bir şoför olduğunu ispat etmek değil, aksine iyi bir sürücü olup örnek teşkil etmek.
geçen sene atatürkçü düşünce derneği'nin bir etkinliğinde konuşmacıydı. tabi yaşadığı malum süreçten mütevellit o zamanlar kendisi hakkında her telden insan bin bir farklı şey söylüyordu. sanırım o konuşmalar sayesinde insanlara tutundu. yoksa yaşadığı süreç gerçekten insanı yer bitirir..
verdiğim linkten de anlaşılacağı gibi; yine samimiyetiyle, birikimiyle ve insanlara ulaşma arzusuyla dikkat çekiyor. elbette ki haksızlığa uğramış olmanın mağdurluğu var hala üzerinde. ama hiç de öyle kibir temelli bir kin gütme sezinlemedim.
20 yıllık kariyeri boyunca şahit olduğu olayları baz alınca senden benden daha çok farkında bu düzende iyi şeylerin cezasız kalmadığını. gayet biliyor bu tarz bir süreci yaşayan ilk ve tek kişi olmadığını. önceden de doğruyu savunanların çeşitli bedeller ödeme geleneğinin olduğunu. aynı geleneğin bundan sonra da aynen var olmaya devam edeceğini.
her ne kadar sokrates'le aynı kefede olmaktan gururlu olsa da, aslında kefesiz ya da güncel kefelerden arınmış bir dünyayı hayal ediyor ve istiyor.
(bkz: sokrates'in savunması)
linkteki konuşmasını dinlerken aklıma "bir millet her nesilde yeniden doğar." diyen
oktay sinanoğlu da geldi, şu leziz diyaloğa imza atan
ferhan şensoy da geldi;
+ yazık değil mi ulan bu millete?
- hayır. başımıza bu adamları seçip seçip getiren işte bu millet.
+ evet.. biz hep sanki bu millet, başka bir milletmiş gibi düşünüyoruz? asıl salaklığımız orada zaten. evet lan işte. bu millet, o millet..
ki sadece bu iki çağrışım bile
irfan değirmenci'ye değer vermem için bana fazlasıyla yeter de artar. darısı diğer çağrışımların başına..
not: irfan abi, belki farkında değilsin ama içinde bir rapçi yatıyor sanki. yakında muhalif, iktidar ya da yandaş/muhalif medya ayırmaksızın herkesi hafif hafif punch bombardımanına tutacakmışsın gibi gibi..
(bkz: haftaya görüşürüz)
(bkz: umarım)